Trakya başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok yöresi ile Rodop Dağları eteklerinde, Bulgaristan’ın kuzeyi, Yunanistan ve Kuzey Makedonya’da yaşayan Pomaklar, geleneklerine bağlılıklarıyla dikkati çekiyor.
Folklorik özellikleri terk etmeyen Pomakların en ilgi çekici adetleri arasında düğünlerini renklendiren gelenekleri yer alıyor.
Geleneklere göre isteme sonrası kızevinde tertiplenen nişan merasimine gelin ve damat katılmıyor, bu törende aile büyükleri düğün tarihini belirliyor.
Bohça götürme adeti ise düğünden birkaç gün önce gerçekleşiyor. Erkek tarafından bir grup kadın, kına ve geline alınan kıyafetlerden oluşan bohçayı kızevine götürüyor. Türkülerle eve giren kadınlar, ateş başında halay çeken kız tarafına bohçayı teslim ediyor.
Düğünden birkaç gün evvel yapılan çeyiz alma merasiminde ise damat tarafının akraba erkekleri, baş ve sırtı kırmızıya boyanan, boynuzlarına elma, başına çiçek takılan koçu kızevine teslim ederek gelinin çeyizini teslim alıyor.
Yaya olarak erkeğin evine dönen damadın akrabaları, ellerinde taşıdıkları çeyizi bir anlamda sergiliyor. Çeyiz, daha sonra bir alana serilerek ayrıca sergileniyor.
Düğün gününde süslemede yetenekli bir kadın, kızevine giderek gelini düğün için hazırlıyor. Gelinin beyaza boyanan yüzü, neredeyse tamamı kaplanacak şekilde yumurta akıyla yapıştırılan rengarenk pullarla süsleniyor.
Babaevinden çıkmadan gelinin ayakkabısının içine babası tarafından bir miktar para konuluyor. Daha sonra davul ve zurna eşliğinde düğüne katılanlar eğleniyor.
Pomaklar, bu geleneği yeni nesillere aktarıyor.
Bulgaristan’ın Yukarı Cuma (Blagoevgrad) kentine bağlı 3 bin 500 nüfuslu Ribnova köyünde yapılan Ahmed İnuz ve Gültena Kuneva’nın düğünü de adetlere uygun şekilde düzenlendi.
Gelinin yüzü “gelina” adı verilen ritüel gereği süslendikten sonrası damat ve gelin davul zurna eşliğinde yakınlarıyla eğlendi. Tören bitiminde çift, yüksek bir yere çıkarak konukları selamladı.