“`html
ABD’nin Ticaret Politikaları ve Küresel Ekonomideki Etkileri
Dünyanın dört bir yanındaki ekonomiler, ABD’nin korumacı ticaret politikalarının yarattığı belirsizliklerle karşı karşıya kalırken, enflasyon ve resesyon konuları da gündemin merkezinde yer almaya devam ediyor.
ABD basınında çıkan haberlerde, Beyaz Saray’ın 2 Nisan’da açıklaması beklenen karşılıklı tarifelere dair tutumunu daralttığı belirtiliyor. Bu bağlamda, bazı ülkelere yönelik tarifelerin uygulanacağı ancak belirli sektörlerin kapsam dışı bırakılabileceği ifade ediliyor.
Eski Başkan Trump, “Kurtuluş Günü” olarak tanımladığı 2 Nisan tarihinde uygulanacak tarifelerde birçok ülkeye muafiyet uygulanabileceği sinyalini verdi.
Analistler, bu muafiyetlerin ABD yönetiminin ticaret politikasında daha uyumlu ve pazarlıklara açık bir yaklaşım sergileyebileceğini gösterdiğini düşünerek, bunun ulusal ve uluslararası ticaret zincirleri için olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.
Öte yandan, Trump, otomotiv ve ilaç sektörlerine dair yeni tarifelerin de kısa süre içinde açıklanabileceğini duyurdu.
Venezuela’nın planlı ve hileli bir biçimde on binlerce suçluyu ABD’ye gönderdiğini iddia eden Trump, bu ülke üzerinden petrol ya da gaz ithalatı yapan ülkelere 2 Nisan itibarıyla yüzde 25 tarife koyulacağını açıkladı.
Analistler, Trump’ın tarife politikalarının piyasalarda belirleyici bir etki yarattığını belirterek, hızlı bilgi akışının fiyat oynaklıklarını artırabileceğine dikkat çekti. Bu gelişmelerin, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) ileriki adımlarına dair belirsizlikleri de artırdığını ifade etti. Enflasyona ve büyüme tahminlerinin olumsuz etkilerle karşılaşabileceği bu ortamda, piyasaların durumu hakkında net bir öngörüde bulunmak oldukça zorlaşıyor.
Dün Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, enflasyonun dalgalı bir seyrin izleneceğini ifade ederek, bu yıl için iki yerine yalnızca bir faiz indirimi yapılabileceğini öngördüğünü söyledi. Bostic aynı zamanda, Fed’in yüzde 2’lik enflasyon amacına 2027 yılının başında ulaşabileceğine inandığını açıkladı.
Analistler, ABD’de enflasyonla mücadele sürecinin devam ettiğini ve istenen hedefe ulaşmanın hâlâ mümkün olmadığını belirterek, tarife söylemlerinin ticaret savaşları konusundaki endişeleri artırmasıyla birlikte, hammadde fiyatlarındaki olası artışın Fed’in işini daha da zorlaştırabileceğini vurguladı.
Makroekonomik verilere bakıldığında, ABD’de imalat sanayi Geçmişe yönelik Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) mart ayında 49,8’e düşerek piyasa beklentilerinin altında kalmış durumda. Bu veri, imalat sektöründe daralmaya işaret ediyor.
Bu hafta Perşembe günü ilan edilecek büyüme verileri ile birlikte, haftalık işsizlik maaşı başvurularını içeren raporlar ve Cuma günü yayımlanacak ve Fed’in enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı kişisel tüketim harcamaları verilerinin, ABD ekonomisinin genel durumu hakkında daha fazla bilgi sunması bekleniyor.
Gelişmeler doğrultusunda, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,33 düzeyinde kalırken, dolar endeksi güne yüzde 0,1 düşüşle 104,3 seviyesinden başladı.
Altının ons fiyatı ise dün yüzde 0,4 oranında gerileyerek 3.012 dolardan kapanırken, şu anda yüzde 0,3 artışla 3.020 dolardan işlem görüyor.
Brent petrolün varil fiyatı da yüzde 0,1 düşüşle 72,4 dolar seviyesine gerilemiş bulunuyor.
New York Borsası’nda S&P 500 endeksi yüzde 1,76, Nasdaq yüzde 2,27 ve Dow Jones yüzde 1,42 oranında değerlendi. Ancak, ABD’de endeks vadeli kontratlar yeni güne negatif bir seyirle başladı.
Avrupa borsalarında geçen gün olumsuz bir trend gözlemlenirken, tarife kaygıları bölge endekslerinin yönü üzerinde önemli bir etkinlik gösteriyor.
Analistler, Avrupa Birliği (AB) ve ABD arasında olası bir ticaret savaşını önlemek üzere yeni müzakerelerin yapılmasının beklendiğini bildirdi.
Diğer yandan, düşük seviyelerde kalan imalat sanayi aktivitesi bölgedeki resesyon kaygılarını beslemeye devam ediyor. Avro Bölgesi’nde mart ayında imalat sanayi PMI 48,7 ile beklentilerin üstünde gelmesine karşın, hâlâ zayıf bir seyir izlemekte. Avro bölgesinin önde gelen ekonomisi Almanya’da ise PMI 48,3 ile düşük seviyelerde kalmaya devam ediyor.
Şirketler bazında, Almanya merkezli yazılım firması SAP’ın piyasa değeri 314 milyar euroya ulaşarak Danimarka’nın ilaç şirketi Novo Nordisk’i geride bırakmış durumda. Bu durum, SAP’ı Avrupa’da kamuya açık en değerli şirket konumuna taşıdı.
Avrupa’nın büyük borsalarında, Almanya DAX 40 yüzde 0,17, Fransa CAC 40 yüzde 0,26, İtalya FTSE MIB 30 yüzde 0,16 ve Birleşik Krallık FTSE 100 ise yüzde 0,10 oranında değer kaybetti. Avrupa’da endeks vadeli kontratlar ise yeni güne negatif bir eğilimle başladılar.
Asya borsalarında, Japonya hariç olumsuz bir seyir gözlemlenirken, Hong Kong borsasında işlem gören teknoloji ve otomotiv şirketlerindeki düşüşler dikkat çekiyor.
Trump’ın yeni tarifeleri bölgedeki risk algısı üzerinde kalıcı bir etki meydana getirirken, olası misillemelere dair açıklamalar yatırımcıların dikkatini çekmekte.
Japonya’da ise Merkez Bankası (BoJ) yetkililerinin açıklamaları dikkatle izlenirken, BoJ Başkanı Kazuo Ueda, temel enflasyon oranının yüzde 2’ye yaklaşması durumunda para politikalarında ayarlamalar yapmanın sürdürüleceğini ifade etti. Ueda, “Politika hedeflerimiz fiyat istikrarını sağlamaktır; uyguladığımız politikalar ise BoJ’un mali durumundan bağımsız kalacaktır.” şeklinde konuştu.
Analistler, tahvil piyasalarındaki gelişmelerin, büyük miktarda devlet tahvili bulunduran BoJ tarafından titizlikle takip edildiğine ve Japonya’nın 10 yıllık devlet tahvil faizlerinin şu an itibarıyla yüzde 1,57 ile 2008 yılından bu yana en yüksek seviyelerde seyrettiğine dikkat çekti.
Bu gelişmeler ışığında, Japonya’da borsa kapanışına yaklaşırken Nikkei 225 endeksi yüzde 0,5 oranında arttı, Güney Kore’de Kospi yüzde 0,6, Hong Kong Hang Seng yüzde 2,2 ve Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,2 değer kaybetti.
Yurt içindeki borsa ise alış ağırlıklı bir seyir izleyerek BIST 100 endeksini yüzde 2,82 artışla 9.299,36 puandan kapattı.
Dolar/TL, dün yüzde 0,4 oranında değerlendi ve 37,9770 seviyesinden kapanırken, bugünkü bankalararası piyasanın açılışıyla 37,9780 seviyesinde işlem görmekte.
Analistler, bugün yurt içinde reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranının yanı sıra, yurt dışında Almanya’da Ifo iş dünyası güven endeksi, ABD’de New York Fed tüketici güven endeksi ve Richmond Fed imalat sanayi endeksinin takip edileceğini belirterek, BIST 100 endeksi için 9.400 ve 9.500 puanın direnç, 9.100 ve 9.000 seviyelerinin ise destek konumunda olduğunu vurguladı.
Bugün Piyasalarda Takip Edilecek Veriler:
- 10.00 Türkiye, mart ayı reel kesim güven endeksi
- 10.00 Türkiye, mart ayı kapasite kullanım oranı
- 12.00 Almanya, mart ayı Ifo iş dünyası güven endeksi
- 16.00 ABD, ocak ayı konut fiyat endeksi
- 17.00 ABD, şubat ayı New York Fed tüketici güven endeksi
- 17.00 ABD, şubat ayı yeni konut satışları
- 17.00 ABD, mart ayı Richmond Fed imalat sanayi endeksi
“`
More Stories
Bakan Bayraktar: Petrol, gaz arama ve üretiminde yeni adımlar atacağız
Geldi geçiyor rahmet ayı, bir ucundan tutunalım!
Hatay’da Muz Fiyatları Don Nedeniyle Artış Gösteriyor