Avusturya Dışişleri Bakanı, Fidan’la görüştü: ‘Haklı bazı şüphelerimiz var’

Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bakanlıktaki görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Türkiye ve Avusturya arasındaki ilişkilerin tarihi açıdan çok derin olduğunu bildiklerini dile getiren Dışişleri Bakanı Schallenberg, 1924’ün çok önemli bir yıl olduğuna, iki ülke arasında 100 yıllık bir dostluk anlaşması bulunduğuna işaret etti.

SCHALLENBERG: TABİİ Kİ HAKLI BAZI ŞÜPHELERİMİZ VAR

Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre, iki ülkenin 60’ıncı yıl iş gücü anlaşması dönemini kutladıklarını kaydeden Avusturya Dışişleri Bakanı Schallenberg, Türkiye’den insanların Avusturya’ya geldiklerini, bu ülkenin vatandaşı olduklarını, Avusturya’nın ekonomik başarısına çok büyük katkıda bulunduklarını belirtti. Schallenberg, ülkesine gelen Türklerin kültürde, siyasette, ekonomi dünyasında başarı öykülerinin bulunduğuna, toplumlarının vazgeçilmez parçası olduğuna dikkat çekti.

Schallenberg, uluslararası gelişmelere rağmen iki ülkenin ilişkilerinin bulunduğunu, ülkesinin Türkiye’deki 6’ncı en büyük yatırımcı konumunda olduğunu, bunu daha da geliştirmek istediklerini vurgulayarak, “Burada çok büyük bir ilgi var. Hem Avrupa Birliği hem de Avusturya olarak Türkiye ile daha iyi bir işbirliği yapmak istiyoruz. Tabii ki tam üyelik konusunda haklı bazı şüphelerimiz var ancak böyle tam ölçülü, böyle tam iki tarafın da çıkarlarını koruyacak bir hedefimiz olması gerekir” diye konuştu.

‘HER ZAMAN AYNI FİKİRDE OLMASAK DA…’

‘Göçmenler konusunda Türkiye’nin büyük yük üstlendiğinin ve düzensiz göç konusunda daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu’ söyleyen Schallenberg, şöyle devam etti:

“Güvenlik konusunda bir işbirliği ihtiyacı var ve bunu çok geniş kapsamda ele almak lazım. Tabii ki şu anda Türkiye’nin etrafına baktığımız zaman bir ateş çemberi içinde olduğunu hem doğuda olsun veya sahil bölgesinde olsun, bütün bu kriz ocakları var. Türkiye’nin bu konuda çok önemli bir rolü ve sorumluluğu bulunuyor.

Türkiye’nin, Rusya’nın bu vahşi saldırısı konusunda, Ukrayna’ya yaptığı bu saldırı konusunda rolünü de yeniden burada takdir etmek istiyorum ve Ukrayna’daki insanların, bu hücum altında, bu saldırı altında acı çekmekten ve Türkiye’nin başka konularda da bu aracılık rolünü üstleneceğini umuyoruz. Örneğin; Güney Kafkasya bölgesinde ve Türkiye tabii ki sözünün Orta Doğu’da çok ağırlıklı olduğunu bilmesi ve yeniden hatırlaması gerekir.”

Schallenberg, her zaman aynı fikirde olmadıklarını ancak sonuç konusunda hemfikir olduklarını söyledi. Filistin meselesine ilişkin de Schallenberg, iki devletli çözümü istediklerini ve ülkesinin onlarca yıldır bu çözümün peşinde olduğunu aktardı.

‘HAMAS’IN DA ROLÜ VAR’

Avusturya Dışişleri Bakanı Schallenberg, İsrail-Filistin sorununda Türkiye’nin arabuluculuk faaliyetleri ve diplomatik çalışmalarının Avusturya için etkilerine yönelik “Avusturyalı bir vatandaşımız, orada esir bulunmakta, Hamas’ın ellerinde. Türk tarafı da burada en iyi çabasını gösterecektir. Katar’la da görüşüyoruz. Her şeyi deniyoruz. Şimdiden Türk dostlarımıza çok teşekkür etmek isteriz destekleri için” ifadelerini kullandı.

Uluslararası hukuk kurallarının her zaman ve her yerde geçerli olduğunu vurgulayan Schallenberg, 7 Ekim 2023’te başlayan İsrail’in Filistin’e saldırılarında Hamas’ın da rolü olduğuna işaret etti. Schallenberg, “Bu bölgedeki sorunlar hepimizi ilgilendiriyor. Biz tabii ki her şeyden önce yeniden kabul edilebilir bir siyasi ilişki yumağının kurulmasını istiyoruz bölgede” dedi. Bölgedeki sivillerin durumuna yönelik ise Schallenberg, şunları kaydetti:

“Biz çok daha fazla çalışmak zorundayız sivil halkı koruyabilmek için. Burada bir tarafta sivil mağdurlar var. İsrailli partnerlerimize de söyledik. Biz kabul edilebilir ve uygulanabilir bir plan görmek istiyoruz. Şimdi de Gazze’nin kuzeyine kaçan insanlar var ancak o konuda bir düzenleme olması gerekir. Avrupa Birliği’nde diğer ülkelerle de görüşme yapıyoruz ve net bir çözüm yaratmak istiyoruz. Özellikle o bölgede sivil insanlar için bir çözüm gerekmektedir.”

FİDAN: GAZZE’DEKİ BİR SOYKIRIM TEŞEBBÜSÜDÜR, SOYKIRIM FİİLİDİR

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, Filistin-İsrail meselesinde İsrail’in işgalci bir güç olduğunu, buradaki savaşın durup dururken çıkan bir savaş olmadığını belirterek, “İsrail’in binlerce masum Filistinliyi sistematik bir şekilde sadece bir gün için değil yedi aydır sistematik bir şekilde öldürmesi, bir insanlık suçudur. Bu bir soykırım teşebbüsüdür, soykırım fiilidir” ifadelerini kullandı.

Fidan, 2. Dünya Savaşı’nda gerçekleşen talihsiz olaylardan ötürü olan olaylar ve bunun neticesinde bugün Almanya’nın, Avusturya’nın ve bazı Avrupa ülkelerinin takındığı tavrı anladıklarını söyleyerek, “Fakat altını çizmek istediğimiz nokta şu, dün yapılan ne kadar yanlışsa bugün yapılan da o kadar yanlış. Dün masum Yahudilerin toplama kamplarında öldürülmesi ne kadar yanlışsa bugün masum Filistinli çocukların, annelerin gece yataklarında uyurlarken büyük bombalarla öldürülmeleri o derece yanlış” dedi. Avrupalı arkadaşlarına, prensipten hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Fidan, şöyle devam etti:

“Kimin yaptığına değil, ne yapıldığına bakalım. Kınamamız gereken şey sivilleri öldürmenin bizatihi kendisidir. Yanında olmamız gereken ise ezilendir, öldürülendir. Buradan hareket edelim. Yoksa tarihteki zulme uğrayan bugün zulmeden olmuşsa, tarihteki zulme uğramışlığından dolayı bugün yaptığı zulmü mazur görmemiz bizi yanlış yola iletir. Dolayısıyla aktörden ziyade faaliyetin kendine bakmak lazım, hareketin kendine bakmak lazım.”

‘BU MESELDE İSRAİL İŞGALCİ BİR GÜÇ’

Bakan Fidan, Filistin-İsrail meselesinde İsrail’in işgalci bir güç olduğunu, buradaki savaşın durup dururken çıkan bir savaş olmadığını, ‘bir işgalin’ söz konusu olduğunu söyledi. İşgalin, her geçen gün değişik formlarda adına yerleşimci denen hırsızlarla Filistinlilerin topraklarını çalarak devam ettiğini belirten Fidan, uluslararası toplumun bunu durdurmada, baskı koymada hiçbir şey yapmadığını vurguladı.

Dışişleri Bakanı Fidan, şunları kaydetti: “Herkes biliyordu ki bir patlama olacak ve bu patlama 7 Ekim’de oldu. Tabii 7 Ekim’de biz sivillerin öldürülmesini Türkiye olarak kınadık. Bu bizim prensibimiz. Ama aynı şekilde İsrail’in daha sonra binlerce masum Filistinliyi sistematik bir şekilde sadece bir gün için değil yedi aydır sistematik bir şekilde öldürmesi, milyonlarca insanı yerlerinden etmesi ve koca bir yerleşim yerini yaşanamaz hale getirmesi, bir insanlık suçudur. Bu bir soykırım teşebbüsüdür, soykırım fiilidir.”

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

xxx