AKP’ye en yakın ‘gazetelerden’ olan Yeni Akit’in köşe yazarı İdris Günaydın, emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntıyı ele alarak hükümeti sert bir şekilde eleştirdi.
Yazısında, hayat pahalılığı konusunda hükümetin sorumluluğunu vurgulayan Günaydın, “Ne yapalım? Battı balık yan gider demekten, dünya yıkıldı da altında sade ben mi kaldım demekten başka çare yok. Bu şekilde devam ederse gelecek seçimi hiç umutlu görmüyorum” ifadelerini kullandı.
Günaydın, “Ben bu hükümetin başında kalmasından yanayım. Aksi tam bir felaket olur. Ama bunu düşünen benim. Herkes benim gibi mi düşünüyor? En yakınlarım bile; yıllarca balkonundan Tayyip Erdoğan’ın posterini eksik etmeyenler, ‘Zehir ise bu zehri içeceğiz’ diyorlar” sözlerine yer verdi.
İdris Günaydın’ın Akit gazetesindeki köşe yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Yıl şimdi 2025… Bugün pazara gittim. Evim kira değil, üstelik hanımım da ben de emekliyim. Ay olarak aynı aylara denk geliyor. Karpuz tezgahlarını gezdim. İki yüz TL’den aşağı karpuz bulunmuyor. Alamadım ve dilim karpuz aldım. Üç kişilik bir aileyiz…
Evet… Emeklilerin yaşadığı sıkıntıları anlıyorum. Özellikle SGK emeklileri için, bir de ev kirası varsa durum çok zor…
Denilebilir ki; dolar bazında durum çok fazla endişeye yol açmıyor. Ama doğru ama dolar artışını aşan bir pazar pahalılığı var. Kontrolsüz gibi görünüyor.
İşte karşımıza çıkan gerçek bu. Stok yapan veya fiyatları usulsüz şekilde değiştiren işletmelere devlet hala para cezası kesiyor. Hala ceza… Kusura bakma hükümet. Bu pahalılığın çeyrek sebebi de senden kaynaklanıyor. Diyoruz ki; para cezası yerine iş yerini kapat. Kötü bir imaj kazansınlar. Çünkü sen para cezası kesiyorsun. İşletme binlerce üründen her birine zam yapıyor ve ceza bedelini karşılayabiliyor.
İş yerini veya şubeyi kapat. Aylarca sürecek bir ceza ver. Üç-beş esnafı düşünüyorsun ama milyonlarca insanı neden düşünmüyorsun?
Ne yazık ki dilimle de karpuz aldık.
Ben bu hükümetin başında kalmasından yanayım. Aksi tam bir felaket olur. Ama bunu düşünen benim. Herkes benim gibi mi düşünüyor? En yakınlarım bile; yıllarca balkonundan Tayyip Erdoğan’ın posterini eksik etmeyenler, ‘Zehir ise bu zehri içeceğiz’ diyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanımız; ‘Benim kaymakamım, valim gece uyumayacak icabında’ diyor. Diyor da kendine en yakın olduğu söylenenlere ulaşamıyoruz. İyi mi?
Ne yapalım? Battı balık yan gider demekten, dünya yıkıldı da altında sade ben mi kaldım demekten başka çare yok. Bu şekilde devam ederse gelecek seçimi hiç umutlu görmüyorum.”
Umarım, emeklilerin yaşadığı bu ekonomik krizin mantıklı bir şekilde açıklanır. Aksi takdirde Abdülhamit döneminde olduğu gibi akıbetimiz düşündüğümüzden farklı olmayabilir.”
