ABD’de Temsilciler Meclisinde, İsrail’e tepki gösterilerinde “ifade özgürlüğünü savunan” Harvard Üniversitesi Rektörü Claudine Gay, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Rektörü Sally Kornbluth ve Pensilvanya Üniversitesinin istifa eden Rektörü Elizabeth Magill’in verdikleri ifadeyi kınayan karar tasarısı kabul edildi.
The Hill gazetesinin haberine göre, Temsilciler Meclisinde, Gay, Kornbluth ve Magill’in ABD Kongresi Eğitim ve İş Gücü Komisyonunda verdikleri ifadenin kınandığı karar tasarısı oylandı.
Karar tasarısı, 126’ya karşı 303 oyla kabul edildi.
Ülkedeki üniversite kampüslerinde “antisemitizmin artışı”nın da kınandığı ifade edilen karar tasarısında Magill’in istifasına atıfta bulunularak Harvard ve MIT rektörlerinin de Magill’in “yolunu izlemesi” tavsiyesinde bulunuldu.
ABD üniversitelerinde “antisemitizm ve ifade özgürlüğü” tartışması
ABD Kongresi Eğitim ve İş Gücü Komisyonu’nda 5 Aralık’ta düzenlenen “Kampüs Rektörlerini Sorumlu Tutmak ve Antisemitizmle Mücadele” başlıklı oturum kapsamında, Harvard Üniversitesi Rektörü Claudine Gay, Pensilvanya Üniversitesi Rektörü Elizabeth Magill ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Rektörü Sally Kornbluth, üniversite kampüsünde antisemitizm olaylarına ilişkin yaklaşımlarına dair ifade vermeye çağrılmıştı.
Üç rektör, saatlerce antisemitizmle ilgili konularda, öğrencilere yönelik disiplin faaliyetlerine, üniversitelerin nasıl farklı görüşleri temsil ettiğine ve kampüsteki güvenliğe ilişkin soruları yanıtlamıştı.
Rektörlüğe son bir yılda başlayan Gay, Magill ve Kornbluth, antisemitizmle birlikte Müslüman karşıtlığı ve nefretin her türlüsünün artışına karşı mücadele edeceklerini belirtmişti.
Üç isim de İsrail’e tepki gösterilerini, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmesi nedeniyle yoğun eleştiri ve baskıyla karşı karşıya kalarak istifa etmeye zorlanmıştı.
Pensilvanya Üniversitesi Rektörü Magill, baskıların ardından istifa etmiş, Harvard Üniversitesi yönetimi ise yaptığı açıklamada, Rektör Claudine Gay’in, ABD Kongresinde antisemitizmle ilgili oturumda yaptığı açıklamalar nedeniyle aldığı tepkilere rağmen görevinde kalacağını duyurmuştu.
Üniversite yönetimi, bu kararıyla bağışçılarının ve bazı siyasetçilerin yoğun baskısına rağmen suç unsuru teşkil etmeyen düşüncelerin özgürce tartışılmasından yana tavır almıştı.