Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TİP’ten Hatay milletvekili seçilen Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarına ilişkin, “Meclis eylem ve nümayiş yeri değil, ülkenin meselelerine çözüm üretme mercidir. Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla ve sürece katkı vermek isteyen diğer siyasi partilerle bir çözüm yolu bulacağımıza inanıyorum.” dedi.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 3 Kasım’da iktidardaki 21’inci yılı geride bıraktıklarını söyledi.
Şanla, şerefle, Türkiye’ye ve millete hizmetle geçen 21 yıl boyunca Türkiye’yi her alanda geliştirmenin çabası içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, “Milletin sandıkta namusumuza emanet ettiği iradesine, ne pahasına olursa olsun asla leke sürdürmedik.” ifadesini kullandı.
Savunmadan ulaştırmaya, sağlıktan eğitime, turizmden güvenliğe, terörle mücadeleden sosyal yardımlara kadar her başlıkta Türkiye’ye çağ atlattıklarına işaret eden Erdoğan, 85 milyonun her bir ferdinin, kazandırılan hizmetleri günlük hayatında yaşadığını dile getirdi.
Erdoğan, gurbetçilerin, 21 yılda gerçekleşen büyük devrimi Türkiye’yi her ziyarette net şekilde gördüğünü, Türkiye’nin birçok alanda Avrupa’dan bile fersah fersah ileride olduğunu ifade ettiğini anlattı.
Yapılanların muhalefetin engellemelerine rağmen başarıldığını belirten Erdoğan, maruz kalınan onca saldırıya, ihanete, bürokratik dirence rağmen millete verdikleri sözleri yerine getirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere seçim meydanlarında taahhüt ettikleri indirimli cep telefonu, bilgisayar desteği ve ücretsiz 10 GB internet sözünü tuttuklarını söyledi.
Çalışmayan emeklilerin hesaplarına tek seferlik 5 bin lira ödemenin yatırıldığını, ilk etapta deprem bölgesinde hayata geçirilecek Aile ve Gençlik Fonu’nun kuruluşuna dair sürecin de TBMM’de sonlanmak üzere olduğunu ifade eden Erdoğan, depremden etkilenen şehirlerin yeniden inşasına 1 trilyon lira kaynak ayrılan 2024 yılı bütçesinin görüşmelerinin de komisyonda sürdüğünü hatırlattı.
Erdoğan, Orta Vadeli Programı, 2024 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nı ve 12’nci Kalkınma Planı’nı tamamladıklarını, gelecek 5 yıl boyunca ekonomideki yol haritasını ayrıntılı şekilde belirlediklerini dile getirdi.
Yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedefinden asla geri adım atmayacaklarının altını çizen Erdoğan, ekonomi politikasının müspet sonuçlarını görmeye başladıklarını, yıllık cari dengede son iki ayda 7,3 milyar dolar iyileşme sağlandığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekim ayı ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,4 artışla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 22,9 milyar dolara ulaştığını, Ocak-Ekim dönemindeki 10 aylık ihracatın ise 210 milyar doları aştığını, Merkez Bankasının toplam rezervinin 128,4 milyar doları bulduğunu anlattı.
“Türkiye emin ellerdedir”
“En büyük baş ağrımız olan enflasyon meselesini de mutlaka çözeceğiz” diyen Erdoğan, bugüne kadar asla taviz vermedikleri “çalışanları enflasyona ezdirmeme” prensibine bağlı kalacaklarını vurguladı.
Bir kısmı küresel sebeplerden, bir kısmı açgözlülükten kaynaklanan hayat pahalılığıyla mücadelede kararlı bir şekilde yola devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, vatandaşların gönüllerini ferah tutması gerektiğini söyledi. Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye emin ellerdedir, ehil kadroların yönetimindedir. Her türlü zorluğun üstesinden gelecek güce, kapasiteye, birikime, potansiyele de sahiptir. Bugün çıktığımız yolda bütün çekilen sıkıntıların hiçbiri boşuna değildir. Türkiye mutlaka hedeflerine ulaşacak, inşallah küresel sistemde hak ettiği yeri alacaktır.” diye konuştu.
Ekonomideki atılımların yanı sıra “mülkün temeli” olan adaleti ihmal etmediklerini belirten Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye’yi 4 ana kolon üzerinde yükselteceklerinin sözünü verdiklerini, bunlardan birinin de “adalet” olduğunu söylediklerini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıl boyunca güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi tesis etmek için çalıştıklarını, gayret gösterdiklerini ifade etti.
“Geciken adalet, adalet değildir” inancıyla reforme ettikleri yargı sisteminin altyapısını güçlendirdiklerini, yüksek yargı organları dahil adalet teşkilatının tüm birimlerini modern hizmet binalarına kavuşturduklarını dile getiren Erdoğan, lekelenmeme hakkı, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu gibi pek çok reforma imza attıklarını kaydetti.
“Darbe veya kalkışma olsa, en büyük destekçisi CHP olacaktır”
Yargının bağımsızlığıyla birlikte tarafsızlığını da anayasal güvenceye alarak hukuk sisteminin önemli açıklarından birini daha kapattıklarını belirten Erdoğan, bu süreçte en büyük direnci, yargı içinde kümelenmiş FETÖ’vari yapılanmalar ile CHP’nin başını çektiği muhalefetten gördüklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Devri iktidarları döneminde yargıyı militanlaştıranlar, yargının bağımsız ve tarafsız hale gelmesini asla istemedi. Atılan her adımı, mümkünse önce Meclis’te sabote etmeye çalıştılar. Bunda muvaffak olamayınca, bu sefer mahkeme kapılarında nöbet tuttular. Böylece Meclis’te engelleyemedikleri hukuki düzenlemeleri, mahkemeler yoluyla akim bırakmaya uğraştılar. Başörtüsüne özgürlük getiren düzenleme başta olmak üzere yasakları kaldıran, hak ve hürriyetleri genişleten hangi adım varsa, CHP istisnasız hepsine karşı çıktı. Sadece milletin iradesine değil, Türkiye’nin de ayağına pranga vuran darbe anayasasının değişmemesi için her yolu denediler. Bireysel başvuru hakkı da bunlardan bir tanesidir. CHP, bireysel başvuru hakkını da içeren anayasa değişikliğine ‘Hayır’ dedi. Hatta her zaman yaptıkları gibi değişikliklerin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu. Dolayısıyla CHP’nin bugün bireysel başvuru konusunda söyleyecek hiçbir sözü yoktur ve olamaz. İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını, ‘darbe’ olarak nitelemek ise bir başka utanmazlıktır. Şu gerçeği biz de milletimiz de çok iyi biliyor, Allah korusun bu ülkede darbe veya kalkışma olsa, en büyük destekçisi CHP olacaktır. 1960’tan beri milli iradeye, Meclise, Anayasal düzene karşı girişilen tüm antidemokratik senaryoların başaktörü, yapımcısı ve yönetmeni CHP’dir.”
Erdoğan, hükümetlerini hedef alan her türlü vesayet girişiminde CHP’nin daima vesayetçilerin yanında yer aldığını söyleyerek, Cumhuriyet mitinglerinden Gezi kalkışmasına, çukur eylemlerinden 15 Temmuz ihanetine kadar birliği, dirliği, demokrasiyi yok etmeyi hedefleyen tüm saldırılarda CHP’nin silüetinin bulunduğunu vurguladı.
“Oturmak için yer arıyorsan parka git”
“Şayet bugün de Türkiye’de bir kalkışma ve darbe olsaydı, CHP anında darbecilerin safında konumlanırdı. Sadece bu kriter bile meselenin ne olduğunu açıklamaya yeterlidir” diyen Erdoğan, bunlar ortadayken CHP ve ortaklarının afaki söylemlerinin hiçbir kıymetiharbiyesinin olmadığını belirtti.
Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki meselenin, iki yüksek yargı organının görev alanlarıyla ilgili görüş farklılığından ibaret olduğunu aktaran Erdoğan, iktidarları döneminde anayasaya kazandırılan bireysel başvuru hakkının kullanımı noktasında yaşanan sorunun bir süredir ifade edildiğini kaydetti.
“Her iki yüksek yargı organı, başkanları da dahil hem görüşmelerimizde hem de kamuya açık toplantımızda bu konudaki şikayetlerini dile getiriyorlardı” diyen Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin 130 bin dosya sayısına ulaşan bir iş yükünün altından kalkmasının mevcut şartlarda mümkün olmadığına işaret etti.
Bu kadar başvuru dosyasının sağlıklı bir şekilde değerlendirilemeyeceğinin açık olduğunun altını çizen Erdoğan, verilen kararlarla ilgili eleştirilerin giderek arttığını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Yargıtay’ın yaptığı açıklamalarda dile getirdiği serzenişleri elbette göz ardı edemeyiz. Ama devlet başkanı sıfatıyla bize bu tartışmada hüküm vermek değil, hakem olmak düşer. Anayasa’mızın 104’üncü maddesine göre devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi bizdedir. İnşallah biz de bu sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getireceğiz. Kişisel eleştirilerimizi baki tutarak, iki yüksek yargı organımız arasındaki içtihat farklarının kalıcı bir şekilde giderilmesi için gayret göstereceğiz. Sorunun acil çözümü konuyla ilgili anayasal ve yasal değişikliklerin süratle yapılmasından, kalıcı çözümü ise yeni ve sivil bir anayasadan geçmektedir. Bunun adresi de milli iradenin tecelligahı olan Yüce Meclis’tir. Meclis, eylem ve nümayiş yeri değil, ülkenin meselelerine çözüm üretme mercidir. Hele hele oturma yapma yeri değildir. Oturmak için yer arıyorsan parka git. Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla ve sürece katkı vermek isteyen diğer siyasi partilerle bir çözüm yolu bulacağımıza inanıyorum.”
“Yeni tedbirleri devreye alacağız”
Erdoğan, 28 Mayıs’ta mahalli idareler seçimlerine dair hazırlıklarını fiilen başlattıklarını, geçen hafta yapılan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısıyla birlikte 31 Mart seçimleriyle ilgili takvimin resmen başladığını anımsattı.
Teşkilat Başkanlığı ile Seçim İşleri Başkanlığı ve diğer genel merkez birimlerinin seçim hazırlıklarını yürüttüğünü belirten Erdoğan, 4,5 aylık sürenin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kritik süreçte hem hükümet cenahında hem de siyaset tarafında pek çok adımı eş zamanlı olarak atmamız gerekiyor. İnşası tamamlanan deprem konutlarının teslimatını yaparken ekonomide vatandaşımızın sıkıntılarını hafifletecek yeni tedbirleri de devreye alacağız.” şeklinde konuştu.
Toplu açılış törenlerinde belediyelerinin, rakiplerine göre hizmet noktasındaki farkını açıkça göstereceklerini kaydeden Erdoğan, ittifak ortaklarıyla bugüne kadarki uyumlu çalışmayı bundan sonra da güçlendirerek sürdüreceklerini vurguladı.
Recep Tayyip Erdoğan, iç siyasetten ekonomiye, dış politikadan yerel yönetimlere kadar tüm alanlarda icraatlarla, başarılarla, atılımlarla Türk siyasetine yön vereceklerini dile getirerek, “Son 21 yılın bize öğrettiği en önemli kriter şudur: Bizim milletimiz feraset sahibidir. İş yapanla sadece laf üreten arasındaki ayrımı çok iyi görür ve takdir eder. Siyaset mühendislikleriyle, sosyal medya gazlamalarıyla, kalemşorların parlatmasıyla seçim kazanılmayacağını daha 6 ay önce gördük.” değerlendirmesinde bulundu.
Seçimin sandıktan önce gönüllerde kazanılacağını belirten Erdoğan, bunun yolunun da icraattan, hizmetten, eserden ve seçmenle bağı daima korumaktan geçtiğinin altını çizdi.
Erdoğan, muhalefet tarafında, sütre gerisinde yürütülen pazarlıkların kendileri için hiçbir ehemmiyetinin olmadığını vurguladı.
Kendilerinden, kendi partilerinden ve kendi ittifaklarından mesul olduklarını söyleyen Erdoğan, işlerini düzgün yaptıklarında milletin teveccühüne bir kez daha mazhar olmayı kimsenin engelleyemeyeceğini ifade etti.
Erdoğan, 31 Mart’a kadar seferberlik ruhuyla çalışacaklarını, bunun lokomotifliğini milletvekillerinin yapacağını belirtti.
Milletvekillerinin herkesten daha fazla çalışması, daha fazla koşturması ve daha fazla ter dökmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, “Kapısı çalınmadık, elinden tutulmadık, hali hatırı sorulmadık kimseyi bırakmayacaksınız.” dedi.
(Bitti)